top of page

Global İşler + S1.B7: ChatGPT çağında kariyer ve hayatın döngüleri




Ussal Şahbaz:

Herkese merhabalar Wand Medya Network'ten Global İşler Podcastine hoş geldiniz. Ben Ussal Şahbaz. Bugün sizlerle yine Wand Medya Network'ün Emirgan stüdyolarında beraberiz. Çok sevdiğim bir arkadaşım var bugün. İhsan Elgin konuğum. İhsan'ı konuşmamız için de yavaş yavaş tanıyacağız. Ama konuşmamıza başlamadan önce sizlerden bir ricada bulunmak istiyorum. Podcastimiz çok yüksek dinleyici rakamlarına ulaştı. Gerçekten yüzlerce kişi dinliyor. Ama kimse podcastte reyting vermiyor. Geçen hafta bir tweet atarak bunu rica ettim. İlk defa reytingimiz oluştu Spotify'da.


Böyle podcastin isminin altında küçük bir kutu var. Oradan reyting verebiliyorsunuz. Bunu niye istiyorum? Eğer reyting verirseniz başkaları da podcasti görüyor ve sizin beğendiğiniz podcastleri başkaları da dinleyebiliyor! O yüzden lütfen eğer beğeniyorsanız bir reyting verin ve böylece podcastimiz yayılsın.


Şimdi İhsan''la sohbetimize başlayacağız. Biz İhsan'la en azından haftada bir oturup böyle biraz sohbet edebiliyoruz. Bugün kendi aramızda konuştuğumuz bazı şeyleri siz değerli dinleyicilerimizle paylaşacağız.



Ve en çok konuştuğumuz böyle arada bir konuşmalarımıza hakim olan temalardan biri de şu: Dünya biliyorsunuz sürekli değişiyor ki zaten bu podcastin konularından biri de o. Bu değişimin en önemli nedenlerinden biri teknolojik değişim! İşte bir gün Chat-GPT çıkıyor. Chat-GPT'den önce kripto vardı geçen senelerde.


Böyle küçük küçük hype'lar oluyor. Herkes bunlara motive oluyor. Sonra bunlar geçiyor. Ama bizim hayatımız devam ediyor...


Bir yandan da insanın hayatında evreler var değil mi?

Doğuyoruz,

büyüyoruz,

okulu bitiriyoruz,

iş hayatına giriyoruz.

Çalışıyoruz.

Bir gün belki emekli olacağız.

Böyle evreler de var.

Ve bu dünyanın değişim evreleriyle kendi hayatımızı üst üste oturtmak aslında çok önemli. Hayatımıza vereceğimiz kararlar açısından da önemli! Biz bunları bazen konuşuyoruz ama bugün sizinle beraber konuşalım istedik.


İhsan ne yapacak bu bizim dinleyicilerimiz?

Dünya değişiyor. İnsanlar değişiyor. Teknoloji değişiyor.


Sen nasıl görüyorsun bu hayatı?


Girişimcilik, teknoloji ve finans dünyasının tanınan ismi İhsan Elgin, Fibabankanın girişim sermayesi fonu Finberg’de toplam değeri 150 milyon dolara ulaşan fonları yönetmektedir. İş hayatına 2000 yılında Aygaz’da başlayan İhsan Elgin, yöneticilik görevinin ve Koç Üniversitesi Executive MBA programının ardından 2007 yılında Climateminder şirketinin kurucu ortağı Amerika’da girişimcilik dünyasına giriş yaptı. 2012 yılında exit yaparak tekrar Türkiye’ye dönen Elgin, girişimcilik dünyasında edindiği deneyimleri kurumsal hayatla harmanlayarak Özyeğin Üniversitesi bünyesinde Türkiye’nin ilk teknoloji hızlandırma programı olan Girişim Fabrikası’nı kurmuştur. Daha sonra kurumsal şirketlere girişimcilik konusunda danışmanlık yapan Core Strateji’yi kurmuş ve 2022’de satmıştır. Halen Özyeğin Üniversitesi’nde Rektör Danışmanı olarak rol alan olan Elgin, düzenli olarak Fast Company Türkiye ve Business Leaders Startup dergilerinde yazmaya da devam etmektedir.
İhsan Elgin

İhsan Elgin: Evet öncelikle sağ ol sohbete davet ettiğin için beni de! Dediğin gibi birlikte konuşuyoruz, tartışıyoruz şimdi bakalım başkalarının da ilgisini çekecek bir konuşma mı olacak? Esasında doğru yani. Dünya değişiyor filan ama tabii yani olayı sırf teknoloji diye indirgememek lazım. Zaten biliyorsun yani belli eğriler var. Teknoloji değişiyor. Ondan bir 7-8 sene sonra insanlar o teknolojiye adapte oluyor. Arada başka değişimler olması gerekiyor. O da nedir? Kültür ona ayak uydurması lazım. Arkadan regülasyon onu desteklemesi lazım. Ki hepimizin hayatına entegre etsin. Şimdi bu dönüşümler, değişimler esasında doğal. Neden? Çünkü bu değişmeyen hiçbir şey hani yaşayamaz varsayımıyla bir şeylerin değişmesi lazım. Tabii bazı değişimler de tüketim için.

Ussal Şahbaz: Hı hı. İhsan Elgin: Yani onu da kabul etmek lazım. Bir şeylerin belli dönemlerde değişip yeni dalgalar, yeni tüketim, yeni meşgaleler yaratılması lazım ki insanlık devam etsin. Ussal Şahbaz: Doğru.

İhsan Elgin: Bundan heyecan alsın. Ama tabii senle sohbetimizde olduğu gibi yani bunu Kendi hayatımıza felsefik taraftan baktığınızda ben dönüp kendi hayatıma bakıyorum. İşte yaklaşık böyle beş yılla sekiz yıl arasında belli döngüler var. Ussal Şahbaz: Hı hı. İhsan Elgin: Bunun tabii eğitim tarafını hızlı geçelim. Boş verelim. Eğitim sonrasına bakalım. Bir profesyonellik dönemi var. Ussal Şahbaz: Ama eğitimde de. İhsan Elgin: Tabii tabii. Ussal Şahbaz: Yedi yıl lise Ya işte dört yıl sonra master'da yaptı falan orada da var! İhsan Elgin: Askere gidiyorsunuz bizim zamanımız açısından söylüyorum. O yüzden de o da öyle bir döngüsü var. 100% doğru. Arkasından da bir beş altı sene iş hayatına adaptasyon serisi var. Benim için o profesyonel bir dönemdi. Koç grubunda çalıştığım.


  • Ama ondan sonra kendini anladığım ben ne işe yararım?

  • Neyi çözebiliyorum?

  • Nerede ben bir şey yaratırım? dedikten sonra;

  • Onu nereye adapte edeyim? dediğim bir döngü var.

Bu senin esasın işaretindeki ikinci. Böyle biraz daha kalfalığa doğru diyelim, gittiğin bir dönem. Ondan sonra da katma değerin yanından yani yetkinliğinin anlamının yanında bir..

Ussal Şahbaz: Bence şurada bir duralım. Sen o dönemde bir iş kurmuştun İhsan Elgin: Benimkini nedir derseniz iş hayatını çözüp işte master yaptık. Belli bir yöneticilik pozisyonuna geldik filan. Sonra ne yapacağız? Master'dan bir sınıf arkadaşıyla birlikte. Bakalım kendimiz gerçekten büyük bir şirkette başarılı gibi gözüküyoruz ama gerçekten dışarıda da başarılı mıyız? Yani arkamda büyük bir marka olmadan koca ekipler olmadan iki arkadaş da bir şey becerebiliyor muyuz? Ya ben girişimcilik tecrübem tabii 2007 yılında, 2006 yılında Bugünkü gibi popüler olmadığı için şöyle başlamadı yani hani "ooo girişimcilik çok popüler bende bir kariyer seçeneği bunu yapayım. " Öyle değil. Biz gaza gelip ama biz acaba gerçekten mi başarılıyız,? bir deneyelim, bir şeyler başarabiliyor muyuz kendi başımıza! veya kurumsal hayatın zorlukları da var yani. Onlar arasında kaybolmayalım. Kendi kendimize bir bakalım ne oluyor dedik. O ikinci döngü başladı. Ussal Şahbaz: Başladı. O işi kurdun ve sonra da o işte evet soracağım. Etmeden önce laf açıldığı için Aslında bence o bir büyük şirkette kurumsal hayatta çalışmaktaki gerekli becerilerle kendi işini yapmakta gerekli olan beceriler arasında ortaklıklar da var, farklar da var değil mi? İhsan Elgin: Doğru. Doğru. Aynen öyle. Esasında hayatta biliyorsun dualizm diye bir şey var. Hı. Bir her işin bir sağ yana bir sol yanı bir karanlık yanı bir aydınlık yanı. Iyisi kötüsü diye düşün. Esasen olaylar hep aynı. Sadece tarafları var. Değişiyor. şimdi sen iş hayatında başarı için esasında biraz politik olman lazım. Ussal Şahbaz: Doğru!

İhsan Elgin: Girişimcilikte politikliğini dışarıda yapıyorsun. Kurumsal hayatı politikliğini içeride yapıyoruz. Kurumun içinde. Mesela bir örnek açısından söylüyorum. Networking daha çok içeride bir networking odaklı profesyonel hayat. Diğerindeyse bayağı bir ekosistem networkingine gitmen lazım Self-discipline Ussal Şahbaz: hı hı. İhsan Elgin: Kurumsal hayatta çok kritik değil. Çünkü insanlar-sistem seni disipline sokuyor. Sistem sana disiplinin ne olduğunu o öğretmeye çalışıyor sana. Öbür tarafta ise kendi kendini motive edebilme yetkinliğin şart. Hı. E bir de en büyük onaran biri girişimcilik dünyasında belirsizlik var. Kurumsal hayatta belirlilik üzerinden gidiyoruz. Ne yapılacağı belli esasında Ussal Şahbaz: Belli. İhsan Elgin: Ama öbür tarafta sen tanımlıyorsun. Çok tanımlaman gerekiyor. Diye hani hep aynı kavramlar ama ortak olan ne? Ussal Şahbaz: Ama önemli farklar var İhsan Elgin: Ikisinde de bence gerçek başarı için ne yaptığın değil de onu yapmanı sağlayan yetkinliğinin ne olduğunu anlamak ve onun üzerine bir plan yapmak marifet. Ussal Şahbaz: Hı hı.

İhsan Elgin: O yüzden yani bu İngilizcesiyle "Competency" dedikleri yani yetenekten bahsetmiyorum.. Senin bir şeyleri başarmanı sağlayan sana özgü şey. Ha bu da bu arada hani öylesine sohbet ediyoruz. Başka bir kritik bir konu getiriyor. Biz büyürken bize hep şey öğretiliyordu. Güçlü ve güçsüz yanlarını öğren. Güçsüz yanlarını güçlendir.


Şimdi dünya değişti. Güçlü ve güçsüz yanlılarının farkına var. Güçsüz yanlarını yönetmeyi bil.

Güçlendir değil. Ama güçlü yanlarını daha da güçlendir. Herkesten ayrış.

Ya acayip de değişik bir fark esasında! eskiden sürekli biz ne yapıyorduk? Herkesi ortalamada aynı bence çok mantıklı değildi esasında. Bugün ne yapıyorlar? Diyorlar ki güçsüz yanlarını bil ki yaptığın işleri etkilemesin.

  • Farkında ol.

  • Onları yönetmeyi bil!

  • Git güçlü yanlarını güçlendir.

  • O zaten seni insanlardan ayrıştıracak şeydir.

Söylediğim de oydu yani. Esasında yetkinliğin bu senin zaten. Bunu anla. Ve ne yapacaksan girişimcilik veya kurumsal hayat bunun üzerine kurman lazım! Ussal Şahbaz: Doğru. O zaman şimdi okulu bitirdin. Kurumsal hayatta çalıştın. İşi kurdun. Bunlar biraz kendini tanıma aslında buradaki amaç yani hem tabii ki kariyerde yükselmek. İşte o sırada geçince kadar para kazanmak vesaire ama aynı zamanda kendini de Tanımak ve başkalarıyla mukayese edebilecek noktaya gelmek.

İhsan Elgin: Bu eklediğin güzel. Başkalarıyla mukayese etmek ve oyunu anlamak. Evet. Yani şimdi sen kendini tanıyorsun. Ama hangi oyun, oyunlar birine hangi oyunun içinde kendinin bir anlamı var? O yüzden Onu da anlaman lazım! Ussal Şahbaz: Bunu da kitapta okuyarak öğrenemiyorsun. İhsan Elgin: Mümkün değil. Mümkün değil. O yüzden ben mesela gençler bana sorduğu zaman her zaman aynı şeyi tavsiye ediyorum. 2-3 senede bir iş değiştir.! Evet. Ben ne yaptığımı söyleyeyim sana. Koç grubunda işte Aygaz'da kadroya girdik. Insan kaynakları departmanı. Bir buçuk sene geçti bir bayi geliştirmeyle ilgili bir fırsat vardı. Başka bambaşka işler orası. Iki sene geçti. Pazarlama iki sene geçti, satış iki sene geçti. CRM yani esasında bir yedi seneyi, sekiz senelik Aygaz tecrübemle Dört tane değişik bölüm. Ussal Şahbaz: Dolayısıyla aynı işin içinde de farklı işler. İhsan Elgin: Evet. o zaman sana her şeyi, bütün oyunu bütün farklı karakterleri, onları anlamaya başlıyorsun. Ama bu döngülerde Işte bunu görmek ve bazen de bu bir soru olabilir. Sana da ben sormuş olabilirim. Bu döngüyü zorla da yaratmak gerekebiliyor. Ussal Şahbaz: Kesinlikle. İhsan Elgin: Diğer türlü bir konforizm başlıyor. Doğru ve onun içinde kalıyorsun. Doğru. Ve yani bazen zorlaman lazım. Ussal Şahbaz: Ben de mesela anlatayım. Ben kamuda başladım çalışma hayatıma, rekabet kurulunda. Çok güzel iş. Rekabet kurulunda çalışmak çok keyifli. Herkes size geliyor. Orada otorite oluyorsunuz değil mi? Özel sektörün nezdinde. Parası o zamanlar çok iyiydi Acayip iyiydi. Yani ben annem benim o zaman profesördü. Maaşım onunla aynıydı. Giriş maaşı. İnanılmaz. Veriyorlardı. E ben bu işi sürekli devam ettirebilirdim. Öyle değil mi? Çünkü keyifli bir iş. Yoktur. Ve bir süre sonra zaten işi öğrenince O hale geliyor ki şimdi arkadaşlar kızmasın ama yani günde iki üç saat çalışarak zaten bütün işleri bitirebiliyorsunuz. E ama ben de kendimi zorladım, çıktım. Ve ben Amerika'ya giderken şunu yapmıştım. o zaman devlet burs veriyordu. E ben oradan da bir burs bulmuştum. Dedim ki devlet o bursu tamamlıyor istersen. Aman dedim ben bunu almayayım. Çünkü biliyorum. Alırsan dönünce o bursu geri ödememek için kamu görevine geri dönerim. Ben bunu almayayım, kendim orada, oradaki bursla idare edeyim. Biraz da cebimden koyayım, ki dönmeyeyim dedim ve dönmedim. Dolayısıyla birazcık da bu alanın ki dışında insanın kendisinin çıkması gerekiyor. İhsan Elgin: Zaten o soruyu o yüzden sordum. Yani benim de inancım olduğu için yani döngüye kendini itmen gerekiyor. İtmezsen eğer zaten seni itecek dramatik olaylar da yaşayabilirsin! Yani mesela ben boşandım. Ussal Şahbaz: Evet. Mesela ben de kamuda kalsaydım sonra bir sürü olaylar oldu biliyorsun. Darbe oldu. FETÖ olayda. Bir sürü şeyler oldu. Başımıza kim bilir ne gelecekler? İşte zaten gelişmenin bir numaralı kuralı bu İhsan Elgin:

Dolayısıyla aslında şunu sağlıyorsun sen, o kendini dışarı iterek, kendini dış şoklara karşı dayanıklı hale getiriyorsun. Çünkü her an senin dışında bir şey olabilir. Şirket batabilir. Değil mi? Ha koç grubu batmaz. Ama yani Koç grubu dışında herkes batabilir. Ama yani bir gün bir gün seni işten de çıkarabilir onlar da önemli değil ki. Önemli olan şu. Sen eğer ortamını değiştirmezsen, evet. Bir şeyleri geliştirmen ve öğrenmen mümkün değil zaten. Evet. Ha bunun ne kadar zorlayıcı yaparsın? O senin karakterine bağlı. Benim karakter biraz agresif. Evet. O yüzden de bazen düşünüyorum yani boşanmamız bile böyle bir şey olabilir. Onu demek istiyorum. Esasında bir döngü yaratıyorsun bir zorluğun şimdi ben Koç'ta rahatım. Koçman diye biliniyorum. 7-24, 6 senede 4 defa en iyi personel kendi şirketimde. En iyi personel seçim MBA'imi onlar ödemiş, masterımı onlar ödemiş filan. Yani normalde benim hayalim oydu hayalim o kadardı. Genel Müdürlüğe doğru gidiyordu. İzmir'den İstanbul'a geldiğimde en büyük istediğim şey o kadar belki büyüyemesem bile genel müdür yardımcısı bile olsam yeterdi bana. Tabii. Doğru. Ve insanların bence bunu anlaması gerekiyor. Sen bir içinde bulunduğun ortamda kendine bir hedef vizyon koydun da her ortamda çıkmazsan hedefin vizyonun ne kadar iyi olduğunu bilemiyorsun. Ussal Şahbaz: Test edemiyorsun İhsan Elgin: Çünkü hani koymuşsun daha önceki dar görüşlerinle. Tabii. Anlatabildim mi? Daha önce bulunduğun ortam mı? Yani o yüzden her yeni ortamda yeniden vizyonun hedefini gözden geçirmen lazım. O yüzden de döngüyü yaratmak lazım. Benim mesela bir sonraki ne oldu? Ussal Şahbaz: Üçüncü döngüye gelin. İhsan Elgin: Bir ne oldu? Şirketimiz Amerika'da Amerika'nın en büyük sulama firmasına sattık. Ve işsiz kaldık tabii ki. Tabii. ama ne yaptık? Yeni bir döngü. Tekrar profesyonelliğe dönebilirdim. Bu bir seçenek. Ussal Şahbaz: Evet. İhsan Elgin: Koç Grubu bu kapıları açıktı bana. Ama Ne yaptım ben? Işte şans eseri, Özyeğin Üniversitesinde Erkut hocayla tanıştım, işte Hüsnü Bey'le tanıştık. Üniversitesinde akademik bir serüvene başladık. Girişimcilik merkezini kur, direktör ol, işte girişim fabrikası odur budur. Yaklaşık tam altı sene sürdü. Yani hala okuldayım. Hala ders veriyorum. Girişimcilikten sorumlu rektör danışmanıyım Özyeğin Üniversitesi'nde ama yani okula gidiyorum. Ama tabii hayatımı orada bir beş altı senemiz bu konsantrasyonda. Orada ne oldu? Gene yeni bir dünya görüşü oluşuyor. Sürekli bakıyorsun diyorsun ki ya büyük şirketler girişimcilikle ilgileniyor! bir dönüşüm var. Önce sistemi zorluyorsun. Sistemi zorladım önce. Üniversite olarak bu işi yapmalıyız dedim. Buralara girmeyiz. Rektör değişikliği filan orada tam motive olunamadı. Ussal Şahbaz: Üniversitede herhangi bir şey yapmak çok zor zaten. İhsan Elgin: O dönem için doğrusu o değildi belki orası. Haklılar. Ben de o zaman dedim ki ben bunu kendim yapayım. Gittim Core Startegy diye bir şirket kurdum. Hı. Yani yeni üç dördüncü döngü başlıyor. Çünkü öbürküsü de bir o dönemi de şöyle düşünüyorsun. Esasında belli bu döngüler dedim ya 5-6-7 yıl bu döngüden ilk 2-3 yılı öğrenme döngüsü. Çünkü yeni bir şeye girdin ya. Evet. Ona adapte ol, öğren, anla, birikim yap, biriktir. Özümse, 3-4 senesi onunla ilgili üretimini yap. Evet. Sonra yeni döngüye geç, yeniden öğren.


Ussal Şahbaz: Bu çok önemli. Çünkü gerçekten insanın bir öğrenme süreci var değil mi? Iki yıl, üç yıl neyse. Ve o öğrenme sürecini yaşamadan da orada verimli bir şekilde uygulamayı yapamıyorsun. Yani sistemi oturttuktan sonra tık tık tık tık bazı şeyler geliyor. Dolayısıyla belki dinleyicilerimiz arasında merak edenler varsa tavsiye olarak söyleyelim. Yani biraz da sebat etmek gerekiyor. Siz o döngüyü bir buçuk iki senede bırakırsanız o emeğinize de ziyan oluyor. İhsan Elgin: Aynen öyle. Çok güzel bir nokta. Mesela ben o konuda kendimi iyi buluyorum hangi açıdan? Şimdi ben bu üniversiteye geldim. Ilk iki yıl beni kimse çıktı mı duymaz. Herkesle konuş. Her türlü eğitime git. Herkes dinle. Her şeyi oku. Her şeyi anlamaya çalış. Yorumlamaya çalış filan. Üç dört de, Oralardan fikir üretmeye başla. Bir şeyler söyle, bir katkı ver. Ondan sonra baştan sen yapmaya başla. Sen uygula, sen yarat. Işte o girişim fabrikaları vb. Onlar bunlar. O bir döngü yani. O döngüde de ilk iki senede Öğrenmeye sebat etmen. Evet. Diğer iki senede üzerine eklemeye sebat etmen. Sonra da sıfırdan senin üretebileceğin bir hale gelmen. Sonra ne oldu zaten bende? Danışmanlık. O da yedi yıl sürdü biliyor musun? Çok ilginçtir. Yedinci yılda satmışım. Tamam yani hani değil ama yedinci yılında şirketi satmışız. Neden? Ussal Şahbaz: Şirkette öğrendik, danışmanlık büyüdü. Ya insanlara ver, o, bu. Fırsatı yakaladık artık. Şimdi yatırımcılıktayız. Core strategy'de yaptığın iş ne? onu da bir anlatalım. Tabii. Büyük kurumsal şirketlerin aslında kendi başlarına yapamadıkları dönüşümleri, bu dönüşüm nedir? Yeni ürün çıkartmak, yeni fikirleri, ticarileştirmek, kurum içinde bir girişimcilik kapasitesi yaratmak veya dışarıdaki girişimlerle beraber çalışmak. Bunu o şirketlere yaptıran bir danışmanlık. Değil mi? Bununla ilgili bir iş modeli geliştirdin. Kendisi de aslında bir Start-up bunun. İhsan Elgin: Aynen öyle ve esasında biraz önce konuştuklarımızda çok çok tutarlı bir şey. Ne demek istiyorum? Her şirketin de bir yetkinliği ve bir asset'i var. Bir P&G dediğinizde şirket olarak en iyi yetkinlikleri ne? bir şeyleri markalaştırmak. Hı. Ve pazarlama. Bir yıldız Holding dediğinizde ne? en iyi şey lojistik. Hı. Yani Allah'ın dağına küçük bakkallara, Rusya'nın kasabasına kadar her yere mal dağıtabiliyor. Doğru o yüzden ne verirsen bir anda ediyor. Evet Başka şirket var. Esas yetkinliği mühendis. Evet. Biz ne yaptık o şirkette esasında? Aynı insanlara önerdiğim gibi bu şirketin temel yetkinliği ne? Bu yetkinlikten başka ne çıkar? Hı hı. Yani o yaptığı işin de ötesinde ne çıkar? Çünkü nasıl insanların beş yedi yılda kendini yeniden yaratması gerekiyor diyorsam da şirketlerin de hani İngilizcesini "reinvent" dedikleri yeniden iş modellerini tanımlamaları, yeni bir yerlere geçmeleri çünkü bir eğri her zaman bir yerden sonra da aşağıya düşüyor. Sen ne yaparsan yap o sektör oraya doğru gidiyor. O pazar oraya doğru gidiyor. Ya teknoloji disrupt ediyor. Ya başka bir şey oluyor ama gidiyor yani. O yüzden de direkt bu işi yapıyorduk esasında. Ussal Şahbaz: Peki senin şimdi bu az önce konuştuğumuz döngüler olurken de aslında dünyada değişti değil mi? Şimdi sen iş hayatına başladığın zaman Türkiye'de büyük bir sanayi kültürü vardı. Hala da var ama dominant kültür oydu. Tabii. Işte Aygaz tüp üretir. Tüpleri satar. Değil mi? Sonra doldurur bir daha verir. Sonra geçtiğimiz 10 sene içinde belki 15 sene içinde müthiş bir internet olayı çıktı. Bütün dünyada Türkiye'de de her şey dijitalleşti. Işte mobil teknolojiler vesaire vesaire. Bunun kendi içinde de az önce konuştuğumuz gibi cycle'ları var. Işte var. ChatGPT'si var. Şimdi çok konuşuyoruz. Senin yaptığın iş birazcık da bunları o eskiye uygulamak. Hı. Değil mi dijital şeyleri? Dolayısıyla yani hayat döngünün içinde o teknolojileri de sürekli adapte oluyorsun. E bu da önemli bir şey. Şimdi yaptığın yatırımcılık işine de bir girelim. O tamamen çünkü aslında, özellikle ve perakende teknolojileri tarafında. Yine bu teknolojileri geleneksel sektörlere uygulamak ve o sektörleri tamamen dönüştürmek üzerine kurulu.


İhsan Elgin: Aynen öyle. Şimdi benim cycle'lara bakınca bu bir kere "iş yapmayı öğrendiğimiz cycle: profesyonel iş hayatı", "girişimciliği öğrendiğimiz cycle: kendi girişimciliğimiz". Sonra akademikte bunu çerçevelemek, herkesin anlayacağı şekilde anlatabilmeyi öğrenmek, toparlamak, resmi görmek, danışmanlık da bunun kurumlar tarafındaki entegrasyonu. Şimdi niye yatırımcılık? Artık şunu görebiliyorsunuz bir resim olarak. Yani ben bir kere girişimcilik serüveni bildiğim için ona bir mentorluk, bir arkadaşlık yapabiliyorum. Iki danışmanlık şirketimden dolayı what is Next? yani bir sonra gelenin ne olduğu üzerine fikirler, biraz önce bahsettiğin eğriler üzerine fikirler üretebiliyorsun Bir sonraki bir de neye ekstren var? Büyük şirketlerin buna ne kadar hızlı adapte olup olamayacağını görüyorsun. O zaman burada bir fırsat olduğunu o zaman bunların hepsini birleştirebildiğim şey yatırımcılık. Evet. Çünkü neden görüyorum ki ustalığın ilgilendiği konu bir sonraki dünyaya geliyor. Hı hı. Görüyorum ki yetkinlik üzerine baz etmiş usta, takım doğru. Sonra neyi görüyorum? Ben işte kimya mentorluk yapabiliyorum. Üç kurumdan entegrasyonu konusunda destek veriyorum. Çünkü B2B İş Modeli. Yani kurumdan kurma satış; ister B2C tüketiciye satış olsun. Her zaman kurum işbirliklerine ihtiyacım var. Doğru. O kalabalığa ulaşmak için en azından. Doğru. Bir kuruma ihtiyacım var veya direkt ona satmıyor. Bunların hepsinin birleştiği yer yatırımcılık. O yüzden yatırımcılığa odaklandık. O da esasında yeni bir döngü benim için ama onda Onda da ilk iki sene çıktığımız çıkmadı. Doğru. Neden? Çünkü deniyor, öğreniyor, anlamaya çalışıyorum. Hiçbir yere çıkıp da ben şöyle yatırım falan değil. Ama işte geçen sene itibariyle beşinci senemiz orada 54 milyon dolar invested money, 39 tane yatırım ve 35 milyon dolara yakın exit, yani hisse satışımızı yaptığımız şey ve kalan asset büyüklüğü 150 milyon dolar civarlarında şu anda.

Ussal Şahbaz: Türkiye için büyük rakamlar. Çok. Bilmeyenler için Türkiye'nin toplamı içinde önemli Rakamlar bunlar. İhsan Elgin: İşte bu işte bizim yeni evremiz. Hani burada öğrenmeyi geçtik. Bir şeyler katmaya başladık ama bunun daha üstat seviyesinde değiliz tabii ki. Hiçbir zaman öyle adlandırmamak da lazım. Önemli olan ne? Demin konuştuğumuz gibi. Bu döngüleri yaşarken senin söylediğin sebatin ötesinde neye ihtiyacın var sorusuna bir cevap vereyim. İnsanlar için esas şu söylenen "bilişsel esneklik". Zihinsel esnekliğe ihtiyacımız var. Eğer zihinsel esnekliği yakalarsak adaptasyon diye bir problem yok. Bizim en büyük sıkıntımız zihnimizdeki katı fikirler, katı duruşlar, olaylara tek yönden, tek tipten bakıp, onun içinde kalma gerekliliği hissetmek.

Ussal Şahbaz: Bunu nasıl aşacağız? Dünya hep değişiyor. Işte podcastin ana konusu o. Dolayısıyla sen istediğin yere takıl. Dünya değişiyor. Sana zarar. Yani sen buradan bir şey kazanmıyorsun; ama bilişsel katılık insanın doğasında var. Yani insan bence böyle yaratılmış. Çünkü daha rahat bir şey. Değil mi? Yani insanlar aslında bütün dünya değişikliği minimize etmek üzerine kurulu. Ama adapte olmak için de değişmen gerekiyor. Nasıl aşacaksın o katılığı? İhsan Elgin: Ya esasında çok güzel söyledin.

Dünya bunun üzerine yaratılmış. Onun dışında her şey bunun üzerine!

Çünkü Güvenli bölge o diyorlar.

Sonra diyorlar ki sen yani bilişsel olarak esnek olma.

Bildiğini yapmaya devam et. Adapte olduğun şekilde yap. Her gün aynı şekilde yaşa. Filan ki riski minimize et.

Evet. Ya anne babalar da onu istiyor. Herkes onu istiyor..

Bunu aşmanın bir yolu olayları yaşarken kendi kendine değiştirmeye başlamak.

Mesela yani çok basit örnekler. "Her gün aynı yoldan gitmemek" derler ya. Burada esasında bilişsel esnekliğin bir parçası!

Ussal Şahbaz: Doğru. İhsan Elgin: Ya da her gün aynı süreçte işleri işlememek, işleri terse çevirmek. Önemli olan esasında ne yapmak istediğine net olmak; neye sahip olduğunu iyi bilmek, aradaki "nasıl"a takılmamak. Ussal Şahbaz: Takılmamak. Ve bunda değişik varyasyonlar denemek mi? İhsan Elgin: Evet. Nasıl? Her gün nasıl için yeni şeyler denemek? Yani bu ritüel konusu güzel bir şeydir. Benim ritüellerim var. Her sabah bunu yaparım O ama yani bir insanın her şeyde ritüel olamaz. O yüzden de senin yapma şeklini, sürekli yeni şeyleri deneyerek basit basit şeyleri zihninin kalıplarını hep kırman gerekiyor. Küçük küçük değişimlerle.. insanlar bir anda büyük değişim yapamazlar. Ya sen


Her gün aynı şeyleri yiyor, aynı şeyleri içiyor. Aaa insanlarla görüşüyor, aynı kafeye gidiyor, aynı şeyi yapıyorsan zaten büyük değişimleri yapman da mümkün değil!



O yüzden içine serpiştirmen lazım. Önemli olan sonuçta ne yapmaya çalıştın? Nasıl? Değil. Biz sonuca konsantre olabiliriz. Ussal Şahbaz: Ama sonucu da bilmiyoruz. İhsan Elgin: Evet. Ama sonuca konsantre olabiliriz. ben bunu yapmak istiyorum. Okay. Ama "nasıl?" değişken. Ussal Şahbaz: Peki yorulmuyor musun? İhsan Elgin: Hah. Ooo çok güzel soru. Evet ya yorucu. Tabii biraz yorucu. Orada önemli olan ne? Bu yeni dünya tabirleriyle filan gibi gezen kavramlar yani. Abi ben şeyi oturtmaya başladım. Yani insanların esasında illa iki hafta tatile, yirmi gün bilmem ne ihtiyacı yok! Kısa molalara ihtiyacı var! Bu kısa molalarda da ama şeyle olmuyor. Aynı ortamdan tamamen kopman mümkün değil. O yüzden de tamamen ortamını değiştirmen lazım. Mesela ben şeyi çok tercih ediyorum. Yani ayda bir kere bile olsa birkaç gün veya bir gün bile olsa bulunduğun ortamdan tamamen değişmek, sohbetleri tamamen değiştirmek insanı sakinleştiren şey o. Yani şöyle bir şey var. Yatmak değil esasında. Hiçbir şey yapmamak ama bambaşka bir şeyle uğraşmak Ben de mesela araya serpiştirdik

Ussal Şahbaz: Kafayı rahatlatıyor! yattığın zaman gene eski şeyleri düşünüyorsun. İhsan Elgin: Aynen öyle. Aynen öyle. Çok güzel söyledin. Kendini boş bırakırsan zihin en üstteki konuları sana değerlendirtiyor Hadi biraz daha vakit geçerse bir altta yatan konuları değerlendirmeye başlıyor ama senin yine aynı nöronlarını yoruyor. Doğru. Oraya elektrik yüklüyor.. O da senin başka nöronları çalıştırman lazım öbür taraftaki nanoların sönmesine izin vermen lazım ki zihinsel rahatlığa kavuş.

Ussal Şahbaz: Şimdi yavaş yavaş bitireceğiz. Tamam. Ama tabii bitirmeden önce her bu aralıktaki podcastimizde olduğu gibi bir ChatGPT sorusu sormam lazım:)


İhsan Elgin: tabii. Tabii.

Ussal Şahbaz: Şimdi ChatGPT'yi sen de kullanıyorsun İhsan Elgin: Deminden beri onu konuşuyor zaten. Ussal Şahbaz: Bütün konuştuklarımız ChatGPT'yle ilgiliydi gerçekten. Çünkü ChatGPT bu konuştuğumuz teknolojik değişiklikler için de en popüler olanı belki en etkili olanlarından biri de olabilir. Şimdi sana onu soracağım. Şimdi biz daha gençken hala da gençiz ama. Bu arada bir şey söyleyeceğim. Şimdi İhsan'ın bu anlattığı döngüler için de kesişimler var değerli dinleyicilerimiz. Yani İhsan burada göründüğü kadar yaşlı değil. O mesela 5 sene 7 sene diyor ya onların bazıları üst üste biniyor böyle ikişer sene o yüzden ona İhsan Elgin: Orada şöyle düşünün. Diğerindeki öğrenme zamanının bir kısmı öbürküsünün üstadlık zamanı olarak geçiyor.

Ussal Şahbaz: Yoksa 55 falan çıkıyorsun. Az önceki öyle değil. Peki. Şunu soracağım. Biz bazı işleri yaparak öğrendik! Ve şimdi ChatGPT o işleri söylüyorsun yapıyor. Şuradan bir sunum hazırla diyorsun hazırlıyor. Şuradan bir özet hazırla diyorsun, hazırlıyor. Bunları ChatGPT'ye yaptıran gençler kendileri o işleri nasıl öğrenecek? İhsan Elgin: Ooo çok güzel soru. Çok güzel soru. Ussal Şahbaz: Veya gerek var mı Öğrenmeye?

İhsan Elgin: O da güzel bir soru. Şimdi senin bir şekilde zihnini eğitmen ve zihni eğitmenin bir yolu bunu yapmak. Evet. Daha başka bir yolu çok zor. Okuyarak zihni eğitemezsin. Ussal Şahbaz: Evet


İhsan Elgin:

Zihni zorlayarak eğitirsin.

O yüzden zaten arkadaşlarınla bir şey tartışmak, problem çözmeye çalışmak, iş problemi, hayat problemi bu zaten zihni geliştiriyor. Yani İngilizcede "consider" diye bir kelime var yani Türkçesi tam "üzerine derinlemesine düşünmek". Ussal Şahbaz Evet.

İhsan Elgin: Sen bunu yapamadığın takdirde bir nevi tefekkür. Bir nevi tefekkür.


Onu yapamadığın takdirde o inşaatı, zihnindeki inşaatı kurgulayamıyorsun. Yani ya da üst katmanlarına çıkamadığın için veya derine inemediğin için çok kaliteli şeyler üretmen çok zor.


Eğer bunların hepsini ChatGPT'ye bırakırsan zihinsel esneklik demiştik. Zihinsel tembelliğe gidebilir. O yüzden de belli başlı işlerde ben mesela kendi ekibime iş verirken düşün. Kendim yapmayı iyi bildiğim işleri veriyorum.

Ussal Şahbaz: Doğru. İhsan Elgin: Çünkü o yetkinliğimi zaten geliştirmişim. Onun üzerine yorumlayabilme şansım var. Bence bir şeyleri ChatGPT'ye verirken seni zihinsel olarak geliştirmeyecek işleri vermekle başlamak lazım. Doğru. Diğerlerinle de birkaç evrimini yaşamak, sonra onları da vermek lazım. O yüzden kendini geliştir. Geliştirdiğini ChatGPT'ye bırak. Kendini geliştir. Geliştirdiğini ChatGPT'ye bırak. Ussal Şahbaz: Bilmediğin işi ona verirsen kandıra da biliyor. Ve çok iyi yalan söylüyor. İhsan Elgin: Bir de nasıl yorumlayacaksın? Tabii. Yani değil. Bu arada bu konusunda da biraz önce bahsettiğim zihinsel esneklik ve döngüler çok kritik. Çünkü senin esnek olmadığın, zaten çerçevesini bildiğin, formülünü bildiğin şeyleri o çok hızlı öğreniyor.

Ussal Şahbaz: Doğru.

İhsan Elgin: O zaman senin anlamın kaçar.. Senin sürekli anlamlı kalabilmen için bir esneklik ve sürekli kendini başka bir yere götürmen lazım ki standartizleşmiş şeyleri zaten onlar halledecektir.

Ussal Şahbaz: Doğru. Dolayısıyla yani yapay zekanın bu kadar hızlı gelişmesi aslında insanlarda zihinsel esnekliği öne çıkarıyor. O esnekliği verebilen, uygulayabilen insanlar başarılı olacak. Çünkü öbür işler artık harc-ı alem. İhsan Elgin: Aynen öyle. Aynen öyle.

Ussal Şahbaz: Peki çok teşekkür ederim. Şimdi bir iki notla bitireceğim.

Birincisi aslında bu konuştuğumuz döngüler; bizim iktisatta da işte iş devresi. Business Cycle dediğimiz 7-8 yıllık döngülere denk geliyor. Değil mi?


Önce bir işte ekonomi ısınır herkes çok iyi iş yapar, paralar kazanır.

Sonra bir resesyon olur.

Bunlar da genelde böyle sekiz senelik döngüler şeklinde olur.

Şimdi mesela resesyona doğru gittiğimiz söyleniyor. Bunu yani hayatın başka yerlerinde de görebilirsiniz. Bir sonraki bölümümüzü bu arada bu podcast networkümüzün yöneticisi Ayşegül'le çekeceğiz. O bize bunu astrolojik döngüler perspektifinden anlatacak. Bugün çok güzel bir podcast oldu. İhsan son birkaç şey söylemek istersen.

İhsan Elgin: Yok, Sadece kısaca şunu söyleyeyim. Yani ben olsam dinleyicilerin yanında ne yapmak isterim?


Bu podcasti dinledikten sonra tavsiyem şu:

Hayatınızı bölümlere bölün.

Düşünün.

Yani ya böyle kilometre taşları seçin.


Kırılma noktaları.


İşte ondan önceki 4 sene- 5 sene, bir 7sene, süreye 7ye takılmayalım. 4, 7, 8 sene fark etmez. Ama hayatımı kaç bölüme bölebilirim? Ve o bölümlerdeki değişimlerde ben ne yaptım?


Neden oldu? Ve şimdi mesela benim döngü yaratmam gereken bir dönemde miyim? Bu soruyu sorup üzerine düşünmelerinde fayda var.


Ussal Şahbaz:

Bu arada on beş dakikada yapılabilecek bir iş. Yani bunun için böyle meditasyon yapmaya, bir odaya kapanmaya falan gerek yok. Şöyle bir günde ne bileyim bir yolculuktayken veya odada oturduğu zaman on beş dakikada yapılabilecek çok basit bir iş bu. Dolayısıyla değerli dinleyicilerimiz hepiniz yapabilirsiniz. Bugün İhsan'la çok ilginç bir sohbet yaptık gerçekten. Ben de biraz kendi hayatımla ilgili düşündüm. Çok teşekkür ederim.


Değerli dinleyiciler, gene podcastlerimiz devam edecek. Lütfen az önce baştan da söylediğim gibi podcasti beğeniyorsanız Spotify'dan veya Apple podcastten veya nerede dinliyorsanız, beğen tuşuna basın veya reyting verin. Aynı zamanda yine bu konuları beğeniyorsanız, benim her hafta yayınlanan Global İşler Bültenime de abone olabilirsiniz. www.globalisler.com. www.globalisler.com. Çok teşekkürler, görüşmek üzere!


Bölümü dinlemek için:




bottom of page